19 yaşındaki genç, Deyr el-Balah’ta ailesinin zorlu göçünü anlatırken kan bağışında bulunduğunu kayda almıştı.

19 yaşındaydı, yazılım mühendisliği öğrencisiydi ve evinden, yerinden edilmiş bir şekilde Gazze’nin ortasında hayatta kalmaya çalışıyordu. 20. yaş gününe birkaç gün kalmıştı.
Şaban ed-Dalû bunu göremeyecekti. Ailesine yardım etmek için aylarca mücadele vermiş, İsrail bombaları altında ailesinin çektiği sıkıntıları ve hayatlarını anlatan videolar kaydetmişti. Ancak ailesini Gazze’den çıkarmak için yeterli parayı bulamamıştı.
Dünya, Şaban’ın son anlarını filme alındığında nihayet onu fark etti.
İsrail tarafından yakılarak öldürüldüğünde tanıdı dünya ancak onu.
ir serum torbasına bağlı halde, annesiyle birlikte Deyr el-Balah’taki el-Aksa Şehitleri Hastanesi kompleksi İsrail güçleri tarafından bombalandığında diri diri yanmıştı.
Şaban’ın ölümünden önce haftalar ve aylar boyunca kaydettiği videolarda, Gazze’de yaşamanın gerçeğini ve hayatının sonuna geldiğinde yaşadığı dehşeti anlatıyor.
“Gazze’de güvenli bir yer yok” diyor Şaban, evinden ayrıldıktan sonra yaşadığı derme çatma çadırdan telefon kamerasına konuşarak.
Başka bir videoda ise yiyecek bulmanın zorluklarından bahsediyor: “İşgalci İsrail, orta bölgeyi Gazze’nin geri kalanından ayırmayı başardığı için insanlar burada temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor.”
Ayrıca el-Aksa Şehitleri Hastanesi’nde kan bağışı yaparken kendini kayda almıştı; bu hastane, onu öldüren bombalamadan önce İsrail tarafından defalarca bombalanmıştı. “Çok fazla yaralı gördük, birçok çocuk acilen kana ihtiyaç duyuyor,” demişti Şaban. “Tek talebimiz bir ateşkes ve bu trajedinin sona ermesi.”
Bazı videolarda, ailesinin Mısır’a tahliyesine yardım edilmesi için bağış talep ediyordu.
“165 gündür bize karşı süregelen soykırım” demişti birinde. “Beş aydır bir çadırda yaşıyoruz.”
“En büyükleri olduğum için aileme bakıyorum,” demişti başka bir videoda ve ailesinin beş kez yerinden edildiğini, son olarak hastanenin bahçesinde sığınak bulduklarını eklemişti. “Bizimle soğuk hava arasında tek şey, kendi kurduğumuz bu çadır.”

Alevler her şeyi sardı

Hastanede barınak olarak kullanılan çadırlar, Pazartesi günü İsrail bombalarıyla ateşe verildiğinde birer tabuta dönüştü ve Şaban ile ailesini alevler içinde hapseden mezarlar oldu.
Babası Ahmed ed-Dalû, Al Jazeera’ye yaptığı açıklamada, saldırının etkisinin onu çadırdan dışarı fırlattığını ve alevlerin çocuklarını sardığını hemen fark ettiğini söyledi. İkisini kurtarmayı başarmıştı.
“Sonrasında alevler her şeyi sardı. Kimseyi kurtaramadım,” dedi.
Ahmed, Şaban’ın yurt dışında tıp okumayı umduğunu ancak oğlunu evine daha yakın tutmak istediğini söyledi. “Şimdi, keşke onu göndermiş olsaydım,” dedi.
Şaban, Kur’an’ın tamamını ezberlemiş, çalışkan bir çocuktu. Hafızdı. Savaş sırasında bile sık sık dizüstü bilgisayarını çıkarıp ders çalışıyordu, diye ekledi babası.
“Annesini en çok o severdi” dedi Ahmed. “Şimdi annesinin kollarında şehit oldu. Onları birbirlerine sarılmış şekilde defnettik.”
Şaban ve ailesini öldüren saldırı, hastanenin avlusunda yerinden edilmiş insanlar tarafından kurulan geçici kampa ulaştı ve en az 40 kişiyi yaraladı.
“Dışarı baktım ve çadırların alevler içinde yandığını gördüm,” diye anlattı 37 yaşındaki altı çocuk annesi Madi, Al Jazeera’ye çadırının yanmış kalıntılarından. “Kocamla birlikte çocukları alıp acil binasına doğru koştuk.”
“Kadınlar, erkekler ve çocuklar yayılan ateşten kaçıyordu, çığlıklar atıyordu,” diye ekledi. “Bazılarının hala bedenleri yanıyordu, kaçarken bedenleri alevler içindeydi.”

Nereye gitmemiz gerekiyor?

ed-Dalû ailesi gibi hastanede sığınanların çoğu defalarca yerinden edilmişti.
“Nereye gitmemiz gerekiyor?” dedi Madi. “Neredeyse kış geldi. Bu soykırımı durduracak kimse yok mu?”
Hastane bombalaması, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını yoğunlaştırmaya devam ettiği sırada gerçekleşti. Bundan birkaç gün önce Cibaliye’de bir okula sığınak olarak düzenlenen başka bir saldırı en az 28 kişiyi öldürmüştü. Şaban’ı öldüren el-Aksa Hastanesi’ndeki yangının korkunç görüntüleri, ABD yetkililerinden nadir bir “kınama” aldı.
“İsrail hava saldırısı sonrasında yerinden edilmiş sivillerin diri diri yandığına dair görünen görüntüler ve videolar son derece rahatsız edici ve endişelerimizi İsrail hükümetine açıkça ilettik,” dedi Biden yönetimi sözcüsü Pazartesi günü yaptığı açıklamada. “İsrail’in sivil kayıpları önlemek için daha fazlasını yapma sorumluluğu var — ve burada olanlar dehşet verici, Hamas hastane yakınında sivilleri insan kalkanı olarak kullanma girişiminde bulunmuş olsa bile.”
İsrail bu suçlamayı sık sık delil göstermeden yapıyor.
İsrail bombalamasının nihai sonucu, ed-Dalû ailesini yok eden yangın oldu.
“Biz sadece barış ve özgürlük isteyen insanlarız,” dedi Ahmed, oğlunun ve eşinin yasını tutarken Al Jazeera’ye.
“Temel haklarımızı istiyoruz, başka bir şey değil. Allah zalimlerimizin cezasını versin.”
Kaynak: Al Jazeera

Kategori

Yazar

Yazıyı paylaşmak ister misiniz?