Belgeler, Hindistan’ın Gazze savaşı sırasında İsrail’e roket ve patlayıcı ihraç ettiğini ortaya koyuyor

Yeni Delhi, diplomatik bir hassasiyetle hareket etmeye çalışırken, Al Jazeera’nin bulduğu belgeler ve şirket açıklamaları İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşı sırasında Hindistan’dan silah aldığını gösteriyor.

İsrail’in Gazze’deki Nuseirat mülteci kampında bulunan bir BM sığınağına düzenlediği bombardımanın ardından, bir füzenin kalıntılarını gösteren videolar bazı bileşenlerin Hindistan’da üretildiğini öne sürdü [Jehad Alshrafi/AP].

Sabah erken saatlerde Borkum kargo gemisi İspanya açıklarında durdu ve Cartagena’ya kısa bir mesafede demir attı. Limandaki protestocular Filistin bayrakları dalgalandırarak, yetkilileri gemiyi İsrail’e silah götüreceğine yönelik şüpheler nedeniyle incelemeye çağırdı.

Avrupa Parlamentosu’nun sol görüşlü üyeleri, İspanya Cumhurbaşkanı Pedro Sánchez’e bir mektup göndererek geminin limana yanaşmasının engellenmesini talep etti. Dokuz Avrupa Parlamenteri’nden oluşan grup, “İsrail’e yönelik silahlarla dolu bir gemiye izin vermek, Filistin halkına karşı soykırım suçlamalarıyla soruşturulan bir ülkeye silah transferine izin vermektir.” uyarısında bulundu.

İspanyol hükümeti bir henüz bir tavır almamışken, Borkum planlanan duraklamayı iptal etti ve Slovenya’nın Koper limanına doğru devam etti.

Aşırı solcu Sumar partisinin sözcüsü Inigo Errejon, X hesabından, “Haklıydık” yazarak Borkum’un Kartagena’yı atlama kararının şüpheleri doğruladığını savundu.

Ancak, geminin İspanya’da liman yapıp yapamayacağı tartışmaları sırasında Borkum’un yükünün geldiği yer gözden kaçmıştı.

Al Jazeera ulaştığı belgelere göre, gemi Hindistan’dan yüklenen patlayıcıları taşıyordu ve Gazze Şeridi’nden yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki İsrail’in Aşdod limanına doğru gidiyordu.
Güvenlik ve seyir siteleri, geminin 2 Nisan’da güneydoğu Hindistan’daki Chennai’den ayrıldığını ve Yemen’deki Husilerin İsrail’in savaşına misilleme olarak gemilere saldırdığı Kızıldeniz’den geçmek yerine Afrika’nın etrafından dolaştığını gösteriyor.

Filistin İşgaline Karşı Dayanışma Ağı (RESCOP) tarafından gayri resmi olarak elde edilen belgelerde belirtilen kodlara göre, Borkum’da 20 ton roket motoru, 12,5 ton patlayıcı taşıyan roket, 1.500 kg patlayıcı madde ve toplar için 740 kg patlayıcı ve itici gaz bulunuyordu.

Gizlilikle ilgili bir paragraf, tüm çalışanlar, danışmanlar veya diğer ilgili tarafların IMI Systems veya İsrail’in adını “hiçbir koşulda” anmamalarını zorunlu kılıyordu. Savunma firması IMI Systems, 2018 yılında İsrail’in en büyük silah üreticisi Elbit Systems tarafından satın alınmıştı.

Geminin ticaret sorumlusu olan Alman şirketi MLB Manfred Lauterjung Befrachtung, Al Jazeera’ya yaptığı açıklamada, “Gemi İsrail’e götürmek üzere silah veya başka bir yük yüklemedi” dedi.

Hindistan’dan ayrılan ikinci bir yük gemisine, 21 Mayıs’ta Kartagena limanına giriş izni verilmedi. İspanyol gazetesi El Pais, Marianne Danica’nın Hindistan’ın Chennai limanından ayrıldığını ve 27 ton patlayıcı yüküyle İsrail’in Hayfa limanına doğru yola çıktığını bildirdi. Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares düzenlediği basın toplantısında, geminin İsrail’e askeri kargo taşıdığı gerekçesiyle girişine izin verilmediğini doğruladı.

Bu olaylar, uzun süredir çatışmaların askeri eylemler yerine diyalogla çözülmesini savunan Hindistan’dan silah parçalarının, devam eden Gazze savaşında dahil olmak üzere, İsrail’e sessizce ulaşmakta olduğuna dair kanıtları artırıyor. Analistler, Hindistan’ın bu transferlere ilişkin şeffaflık eksikliğinin, bunların gözden kaçmasına yardımcı olduğunu söylüyor.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nden (SIPRI) araştırmacı Zain Hussain, Al Jazeera’ya yaptığı açıklamada, “Doğrulanabilir bilginin eksikliği, transferlerin gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlemeyi zorlaştırıyor” ifadelerini kullandı.

Ancak Hussain, “Hindistan ile İsrail arasındaki işbirliğinin birkaç yıldır sürdüğünü” söyledi ve bu nedenle “İsrail’in (Gazze savaşında) bazı Hindistan yapımı bileşenlerin kullanıldığını görmemiz mümkün” dedi.

‘Hindistan Yapımı’



6 Haziran’da, İsrail’in Gazze’deki Nuseyrat mülteci kampındaki Birleşmiş Milletler sığınağını bombalamasının ardından Quds News Network, İsrail savaş uçakları tarafından bırakılan bir füzenin kalıntılarını gösteren bir video yayınladı.Yayılan parçaların arasında bir etikette açıkça şunlar yazıyordu: “Hindistan’da üretilmiştir.”https://x.com/QudsNen/status/1798676471835447456

Stockholm merkezli düşünce kuruluşunda geleneksel silah transferlerini araştıran Hussain, videonun daha fazla araştırma gerektirdiğini ancak Hindistan ile İsrail arasındaki işbirliğinin büyük bir kısmının özellikle “Barak”, “karadan havaya füze üretimi” etrafında döndüğünü gözlemlediğini söyledi.

SIPRI’ye göre, Hintli şirket Premier Explosives Limited, MRSAM ve LRSAM füzeleri için roket motorlarının önemli bir parçası olan katı yakıtları üretmektedir – ancak bütün motoru değil. Bunlar, İsrail tasarımı Barak orta ve uzun menzilli karadan havaya füzelerin Hindistan’daki isimleridir.

Şirketin yötecisi T Chowdary, 31 Mart’ta bir konferans görüşmesi sırasında, Gazze’deki mevcut savaş sırasında İsrail’e ihracat yaptıklarını itiraf etti.

Toplantı tutanaklarına göre, Chowdary yatırımcılara şöyle hitap etti: İsrail’in ihracat siparişinden beklenen geliri elde ettik. Çeyrek gelirinde müthiş bir artış oldu. En yüksek çeyrek gelirimiz olduğunu duyurmaktan mutluluk duyuyoruz.

Bu vesileyle Chowdary, Premier Explosives Limited’ı “tamamıyla montajlı roket motoru ihracatında uzmanlaşmış tek Hintli şirket” olarak tanıttı. Ayrıca, şirketin mayın ve mühimmat üretimine başladığını ve askeri silah sistemlerinde yaygın olarak kullanılan RDX ve HMX patlayıcılarını ihraç ettiğini belirtti.

Şirket, Ocak 2024 genel değerlendirmesinde, SIPRI’nin Barak füzeleri için itici yakıtları da içerdiğini düşündüğü “savunma ve uzay” sektöründe İsrail’e yapılan ihracatları listeledi.

Premier Explosives, Al Jazeera’nın yorum taleplerine yanıt vermedi.

SIPRI’ye göre Hindistan bileşenleri, daha sonra İsrail tarafından yeniden ihraç edilecek olan Barak füzeleri için kullanılabilir.

Hint yapımı İHA’lar

Ancak, Hindistan’ın İsrail ile iş birliği roket yakıtlarıyla sınırlı kalmıyor.

Aralık 2018’de, Hintli çok uluslu holding şirketi Adani Enterprises Ltd’nin savunma kolu olan Adani Defence & Aerospace ve İsrail’in Elbit Systems, Haydarabad’da Adani Elbit İnsansız Hava Araçları Kompleksinin (İHA) açılışını yaptı.

Yapılan ortak açıklamada tesis, 30.000 feet (9.000 metre) yükseklikte 36 saate kadar uçabilen Hermes 900 Orta İrtifa Uzun İHA’nın, İsrail dışında üreten ilk tesis olarak tanıtıldı.

Açıklamada, “Fabrika, Hermes 900 ve ardından Hermes 450 için tamamen karbon kompozit İHA yapılarının üretimiyle faaliyete başlayacak” denildi.

Birleşik Krallık’ın önde gelen savunma düşünce kuruluşu Royal United Services Institute’un (RUSI) drone envanterine göre, her iki drone da tanksavar güdümlü füzelerle donatılabiliyor.

SIPRI’den Hussain, “Hermes insansız hava araçlarının üretimi İsrail için olduğu kadar Hindistan için de önemli. İsrail için bu, ülke dışında bir fabrikaları olduğu anlamına geliyor. Hindistan için bu, İsrail modeline dayalı insansız hava araçları üretebilmesi için teknoloji transferi ile ilgili.”

Bu yılın başlarında, Hindistan, Hermes modeli üzerine inşa edilen ilk yerli orta irtifa uzun menzilli dronu Drishti 10 Starliner’ı duyurdu.

SIPRI’ye göre fabrika şu anda İsrail’e gönderilmek üzere İHA’lar üretiyor ancak Hindistan bunların transferine ilişkin herhangi bir bilgi açıklamıyor.

İsrail’in, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 37 binden fazla insanı öldüren Gazze’ye karşı yürüttüğü savaşta sistematik olarak insansız hava araçları kullandığı biliniyor. Kasım ayında, Elbit CEO yardımcısı Joseph Gaspar, şirketin İsrail ordusunun talebini karşılamak için “gece gündüz” çalıştığını söylemişti.

Hermes insansız hava araçlarının, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve diğer kuruluşlar tarafından Gazze’deki önceki çatışmalarda da kullanıldığı belgelendi.

Hussain, “Gazze’de Hermes dronlarının kullanıldığını görüyorsak, bunların mutlaka Hindistan’dan geldiğini söyleyemeyiz. Çünkü İsrail bunları kendi içinde de üretiyor. Ancak, Hindistan’ın, anlaşma şartlarına göre dronları ihraç etmeye başladığı ve şu anda kuşatılmış Şerit’teki Filistin nüfusuna karşı kullanıldığı ihtimali göz ardı edilemez” diyor.

Elbit Systems de Al Jazeera’nın yorum talebine yanıt vermedi. Adani Savunma ve Havacılık’ı da kapsayan Adani Grubu, Al Jazeera’ye yaptığı açıklamada şirketin savaş dışı operasyonlar için küçük bir İHA sevkiyatı ihraç ettiğini söyledi.

Açıklamada, “Bu drone’ların gözetleme ve keşif amacıyla üretildiğini ve saldırı amaçlı kullanılamayacağını yineliyoruz. 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail’e İHA ihraç ettiğimizi kategorik olarak reddediyoruz.” ifadelerine yer verildi.

Hindistan’ın “denge” politikası


Hindistan, İsrail ile ilişkilerinde uzun süredir bir denge politikası izliyor. Yeni Delhi, kendini Gazze’deki çatışmada uzlaştırıcı bir aktör ve olası bir arabulucu olarak göstermeye çalıştı, barış çağrısında bulundu ve ateşkes taleplerini desteklerken Hamas’ın Gazze’de tutulan esirleri geri vermesini de talep etti.Daha geniş anlamda, Hindistan Başbakanı Narendra Modi’den Dışişleri Bakanı S Jaishankar’a ve ülkenin BM’deki diplomatlarına kadar Hindistanlı yetkililer, savaşın değil, diyalog ve müzakerelerin çatışmaları çözmenin tek yolu olduğuna inandıklarını sürekli dile getirdiler. Bu, Rusya’nın Ukrayna’ya ve İsrail’in Gazze’ye savaşı söz konusu olduğunda Hindistan’ın resmi tutumu oldu.The Evolution of India’s Israel Policy kitabının yazarı Nicolas Blarel, Al Jazeera’ya yaptığı açıklamada, “Ancak İsrail’e silah tedarik ettiğine dair haberler bu anlatıyı bozabilir” dedi.Al Jazeera, 17 Haziran’da ve ardından tekrar 21 Haziran’da Hindistan Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı’ndan yorum talep etti, ancak bir yanıt alamadı.

Hindistan, İsrail devletini kuruluşundan sadece iki yıl sonra 1950’de tanıdı ancak onlarca yıllık tarafsız ve Arap yanlısı politikanın ardından 1992’de resmi diplomatik ilişkiler kurdu. 1974’te Filistin Kurtuluş Örgütü’nü (FKÖ) Filistin halkının meşru temsilcisi olarak kabul eden ilk Arap olmayan ülke oldu ve 1988’de Filistin Devleti’ni tanıdı.

FKÖ lideri Yaser Arafat, eski Hindistan Başbakanı Indira Gandhi’yi “kız kardeşi” olarak tanımlamıştı.

1990’larda, Soğuk Savaş’ın bitmesi ve Arafat’ın dönemin İsrail Başbakanı Yitzhak Rabin ile gerçekleştirdiği bir dizi görüşmenin Oslo Anlaşmaları ile sonuçlanması sonrasında, Hindistan da İsrail ile iş birliğine açıldı.

Hollanda’daki Leiden Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler dersleri veren Blarel, “Bu işbirliği, 1999’da Hindistan ve Pakistan arasındaki savaşla hız kazandı. Çoğu ülke, en önemlisi İsrail hariç, her iki ülkeye de silah satmayı reddetti.” dedi.

Blarel’e göre, o zamandan beri, İsrail, Hindistan’a teknoloji transferi konusunda başka hiçbir ülkenin olmadığı kadar istekli oldu, insansız hava araçları, sınır kontrolü için elektrik sensörleri ve Hindistan’ın Pakistan ve Çin ile gerilimli sınırlarında kritik olan diğer gözetim sistemleri konusunda bilgi sağladı.

Hindu çoğunlukçu Bharatiya Janata Partisi’nden (BJP) Hindistan Başbakanı Narendra Modi, 2014’te seçildikten sonra ülkenin tarihi Filistin yanlısı duruşundan daha da uzaklaştı.

Modi, İsrail’i daha açık bir şekilde kucakladı ve 2017’de ülkeyi ziyaret eden ilk başbakan oldu. Bu ziyaretten doğan stratejik ortaklık, uzay ve teknoloji gibi alanları da kapsıyordu ve Hindistan’ın İsrail konusundaki tutumunu yumuşatarak “duruma göre” bir yaklaşıma dönüştürdü. Blarel bu durumu, “Hindistan’ın pozisyonu artık otomatik olarak Filistinlileri desteklemeyi garanti etmiyordu” şeklinde yorumladı.

Modi o zamandan beri İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu defalarca “dostum” olarak nitelendirdi.

Aynı yaklaşım bugün de devam ediyor.

26 Ekim’de Hindistan, “derhal, kalıcı ve sürdürülebilir bir insani ateşkes” çağrısı yapan bir karar hakkında BM Genel Kurulu’nda (UNGA) yapılan oylamada çekimser kaldı.Dışişleri Bakanı S Jaishankar, Hintlilerin “terörizmin büyük kurbanları” olduğunu ve bu nedenle İsrail’e sempati duyduğunu söyledi. Jaishankar, İsrail’in pozisyonunu yansıtarak kararın, 1.139 İsraillinin ölümüne yol açan Hamas saldırısını “açıkça kınamadığını” savundu.

Hindistan daha sonra BM Genel Kurulu’nda Gazze’de derhal ateşkes sağlanması için bir karara oy verdi, ancak Nisan ayında BM İnsan Hakları Konseyi’nin İsrail’e silah ambargosu ve Gazze’de derhal ateşkes çağrısında bulunan bir kararda çekimser kaldı.

Hindistan, BRICS grubunun diğer üyelerine – Brezilya, Rusya, Çin, Güney Afrika, İran, Mısır, Etiyopya ve Birleşik Arap Emirlikleri – katılarak Gazze Şeridi’ndeki şiddetin tırmanmasından “ciddi endişe” duyduğunu ifade eden ve derhal ateşkes çağrısında bulunan bir bildiri yayınladı.

Blarel, “Hindistan bazen BM kararlarını çok katı buluyor, çünkü İsrail ile iyi bir ilişkisi var. Bazen de Filistinlilerin yanında yer alabiliyor” dedi. Blarel, Hindistan’ın kendisini, Çin ile olan sıkı rekabet ortamında, gelişmekte olan ülkelerin savunucusu olarak göstermeye çalıştığını belirtti.

Analiste göre, Modi İsrail’in kamuoyunda daha fazla benimsenmesini desteklese de aynı zamanda Hindistan’ın en büyük bölgesel blok ticaret ortağı olan Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) ile stratejik ilişkiler geliştirmeye de yatırım yapıyor.

Modi’nin yönettiği BJP, Hindistan parlamentosunun alt kanadında çoğunluğunu kaybetti ve on yıl sonra ilk kez iktidarda kalmak için koalisyon müttefiklerine bağımlı hale geldi. Blarel, “BJP, şimdi her zamankinden daha fazla Ortadoğu’daki tüm aktörlerle iyi diplomatik ilişkiler kurmayı öncelikleri arasında değerlendirmek zorunda kalacak.” dedi.

Kategori

Yazar

Yazıyı paylaşmak ister misiniz?